Üretim
Ülkemiz tavukçuluğu hayvancılığımız içerisinde en hızlı gelişen bir sektördür. Modern teknolojiyi uygulamada ileri ülkeler seviyesinde entegre tesislere sahiptir. 1950‘den itibaren gelişmeye başlayan,1970’li yıllardan sonra ticari mahiyette işletmelere dönüşen tavukçuluk sektörü, 1980’den sonra damızlıkçı işletmelerin kurulmaya başlaması ve 1987’de Bakanlığımızca Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu uygulaması ile bugün ülke ihtiyacının dışında oldukça büyük bir ihracat kapasitesine ulaşmış durumdadır.
2006 yılı itibarı ile Bakanlığımızca işletme-kümes numarası ve çalışma izni verilen 1304 adet yumurtacı işletmesinde 3284 adet kümes, 8899 adet etçi işletmesinde 11020 adet kümes, 259 adet Damızlık işletmesi ve kuluçkahanede 1445 adet üretim birimi bulunmaktadır.
Ülkemiz Damızlık Grand Parent Stock ve Parent Stock kanatlı materyalleri ihtiyacı ithalat yolu ile karşılanmaktadır. Bu ithalatla damızlık civciv ve damızlık yumurta ithal edilmektedir. Kurulan damızlık sürülerden; etlik dişi anaç başına 110 civciv, yumurtacı dişi anaç başına 100 dişi civcivin üretilip kullanılacağını hesap etmek gerekmektedir. Ancak üretilecek bu miktarları pazardaki talep belirleyecektir. Bu nedenle herhangi bir tarihteki hayvan mevcudunu rakamlarla ifade etmek mümkün değildir.
KANATLI ETİ ÜRETİMİ VE FERT BAŞI TÜKETİM
Yıl
Üretilen Piliç Eti (Ton)
Köy Tavuğu Hindi - Kaz Ördek Diğer Üretim (Ton)
Toplam Kanatlı Eti Üretimi (Ton)
Nüfus (Bin)
Fert Başı Tüketim (Kg)
2002
620.581
84.625
705.206
69.770
10,01
2003
768.012
85.333
853.345
70.692
12,07
2004
940.889
104.555
1.045.432
71.610
14,59
2005
978.400
105.000
1.084.780
72.520
14,95
2006
945.779
86.000
1.031.779
73.423
14,05
Kaynak : BESD-BİR verileri
Etlik piliç üretimi, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinde yoğunlaşmış durumdadır. Bunun nedenleri; bu bölgelerin, büyük yerleşim merkezlerine yakınlığı nedeniyle tüketimin fazla oluşu, enerji temininin daha kolay olması, iklim, coğrafi yapı uygunluğu ve ulaşım imkanlarının kolaylığı olduğu söylenebilir.
Yumurta üretimi de yine aynı bölgelerde yoğunluk arz etmektedir. Özellikle, İç Anadolu’da Çorum, Kayseri, Afyon ile Bolu İllerimizde üreticiler kooperatif ve şirketleşme yoluyla güçlü birlikler oluşturmuşlardır. Yumurta üretiminde genellikle kapalı alandan daha çok yararlanmayı sağlayan kafes sistemi uygulanmaktadır.
İthalat
Türkiye tavukçulukta teknoloji satın alan ülkeler grubunda olup, üretim materyali olan damızlık anaçlarını civciv ve yumurta olarak yurt dışından ithal etmektedir. İthal edilen bu ebeveyn civcivlerinden üretim yapılmaktadır. Aşağıdaki tabloda 2002 – 2006 yıllarına ait damızlık civciv ve yumurta ile kuluçkalık yumurta ithalat rakamları verilmiştir.
2002-2006 YILLARI DAMIZLIK CİVCİV VE YUMURTA İLE
KULUÇKALIK YUMURTA İTHALATLARI
Yıllar
Etçi Damızlık Civciv İthalatı
Etçi Damızlık Yumurta İthalatı
Yumurtacı Damızlık Civciv İthali
Damızlık Hindi Civciv İthalatı
Kuluçkalık Hindi Yumurtası İthalatı
2002
1.453.576
11.007.690
490.894
23.597
1.848.000
2003
1.167.285
9.744.434
445.014
31.416
4.785.200
2004
1.120.239
10.399.366
464.456
25.700
6.519.200
2005
845.378
11.599.355
469.364
30.600
4.985.120
2006
1.238.610
5.140.106
499.170
0
3.706.500
Kaynak: Bakanlığımız Kayıtları
2002-2006 YILLARI SOFRALIK YUMURTA ÜRETİM VE TÜKETİMİNE İLİŞKİN RAKAMLAR
Yıllar
Yumurta Üretimi (Milyon)
Sofralık Yumurta İhracat (Milyon)
Sofralık Yumurta İthalat (Milyon)
Nüfus (1000)
Fert Başı Tüketim (Adet)
2002
7.809
13
0
69.770
112
2003
9.816
76
0
70.692
139
2004
8.444
123
0
71.610
118
2005
9.021
107
0
72.520
124
2006
8.808
155
0
73.423
120
Kaynak: BESD-BİR ve TÜİK
İhracat
Et tavukçuluğu sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, tesisler yönünden sektördeki ileri ülkeler seviyesinde modern kuruluşlara sahiptir. Avrupa ve orta doğunun en modern kanatlı kombinalarına sahip etlik piliç entegrasyonları, çevremizde dünyanın en büyük ithalatçı ülkeleri bulunmasına rağmen ihracat yapamamaktadırlar. Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri, Ortadoğu Ülkeleri etlik piliç ithalatında dünyanın önde gelen devletleri olup hemen hepsi komşumuz durumundadırlar.
Son 5 Yıl İtibariyle Tavuk Eti Üretimi ve İhracatımız (Ton)
2002-2006 YILLARI KANATLI ETİ VE SAKATATI İHRACATI (Ton)
Yıllar
Tavuk
Hindi
Ayak
Toplam
2002
6.252
695
12.695
19.642
2003
8.547
804
15.818
25.169
2004
11.214
567
17.399
29.050
2005
27.278
1.929
15.767
44.974
2006
17.508
319
20.298
39.810
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
Ağırlıklı olarak tavuk ayağından oluşan tavuk sakatatı; daha ziyade Çin, Hong Kong gibi Uzak Doğu ülkeleri ile Azerbaycan-Nahcivan’a ihraç edilmektedir. Ancak bu ürünün de ihraç imkanları giderek daralmaktadır.
Yumurta ihracatı 1980 yılından itibaren başlamıştır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, İran, Bulgaristan, K.K.T.C., Ukrayna ve Rusya Federasyonu ihracat yapılan ülkelerin başında gelmektedir.
KANATLI YUMURTASI İHRACAT KALEMLERİ (ADET)
Yıllar
Sofralık
Damızlık / Kuluçkalık
Toplam
2002
13.405.174
18.495.519
31.900.693
2003
75.634.913
48.430.617
124.065.530
2004
123.289.304
54.216.888
177.506.192
2005
105.274.000
67.211.863
172.485.863
2006
256.625.000
42.176.597
298.831.597
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
Problemler
Tavuk eti üretiminde ve yumurta üretiminde sektörün karşı karşıya bulunduğu sorunlar hemen hemen aynıdır. Her iki üretimde de karşılaşılan sorunları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
1-Tüketimin Yetersizliği; Ülkemizde, tavuk eti ve yumurta tüketimi, Avrupa ülkelerinden çok düşüktür. Gelişmiş ülkelerde kişi başına tavuk eti tüketimi 15 ile 27 kg iken ülkemizde 2000 yılında 11 Kg., 2006 yılında 14 Kg. olabilmiştir.
Yumurtada da durum aynıdır. Ülkemizde kişi başına yumurta tüketimi 2002 yılında 112 adet iken, 2006 yılında bu rakam 120 adete çıkmıştır. Ancak Avrupa ülkelerinde bu rakam 200 ile 250 adet arasında değişmektedir.
Tüketimi etkileyen faktörler;
-Hastalıklar (Avian Influenza gibi),
- Nüfus artışı,
- Şehirleşme hızı
- Milli gelirdeki artış,
- Ambalaj ve Üründeki çeşitlilik,
- Talep elastikiyeti
-Girdi maliyetlerinin yüksek oluşu,
- Maliyet ve üretim miktarlarındaki değişmeler,
- Bayram ve tatil dönemleri gibi etkenlerdir.
Üretimdeki plansızlıklar, arz fazlalığı bu ürünlerin fiyatlarında büyük dalgalanmalara neden olmakta, hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilemektedir.
2-Üretim Maliyetlerinin Yüksekliği; Etlik piliç ve yumurta üretiminde karşılaşılan en büyük sorun, ürün maliyetlerinin yüksekliğidir. Üretim maliyetlerinin % 70’ini yem bedeli oluşturmaktadır. Özellikle kanatlı yemlerinin ana hammaddeleri olan, mısır, soya küspesi, balık unu ve vitamin premiksleri büyük oranda ithalat yoluyla temin edilmektedir. Bu hammaddelerin yemlerdeki oranı, etlik yemlerinde % 85’lere, yumurtacı yemlerinde ise % 50’lere ulaşmaktadır. Ülkemizde üretilen yem hammaddelerinin de destekleme taban fiyatları nedeniyle yüksek tespit edildiğinden, ürün fiyatları da buna bağlı olarak artmaktadır. Tavuk eti ve yumurta ihracatında da bu yüksek maliyetler, sektörün önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir. Bunun yanı sıra en büyük girdi olan karma yem ile bu ürünlerin, temel gıda maddeleri dışında tutularak KDV oranlarının % 8 gibi yüksek tutulması da iç pazarda, vergilerini ödeyen üretici için maliyeti artıran bir unsur oluşturmaktadır. Önlem olarak;
-Yem hammaddelerinin yurt içinde üretilen miktarının arttırılması,
-Yem ve ürünlerde KDV oranlarının makul seviyelere düşürülmesi, gibi uygulamalarla sektörün, üretim maliyetlerinin iç ve dış piyasalarda ürününü pazarlayabilir duruma getirilmesi gerekmektedir,
3-Tavukçuluk ürünlerini işleyen sanayi tesislerinin yetersiz olması; Yumurta sarısını sıvı veya kurutarak pasta sektörünün talebine uygun hale getirilmesi tavuk etindeki pazarlama sıkıntılarına sosis salam gibi et mamulleri üretim tesislerinin yaygınlaştırılması,
4-Tavuk ürünlerine verilen ihracat iadelerinin artırılması; Ülkemizde üretim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle üretilen ürünlerin fiyatlarının yüksek oluşması, iç pazarda olduğu gibi dış pazarlarda büyük bir engel teşkil etmektedir. Bu nedenle, tavuk ürünlerine dış pazarlardaki fiyatlarla rekabet edebilir seviyede, GATT anlaşmalarının öngördüğü, piliç etinde 186 $/ton ihracat desteği sağlanmıştır. Yumurtada ise 6$/ 1000 adet iken 2007 yılında bu destek miktarı 15$/ 1000 adete yükseltilmiştir. İhracat destek miktarının yükseltilmesiyle yumurta üreticilerinin ihracat imkanları artmıştır. Bu ihracat iadeleri daha da artırılmalıdır.
5- Hijyen yönünden korunma sağlanması; Birinci derecede korunma gerektiren, büyük yatırımlarla kurulan, grant parent veya parent stok ile kuluçka işletmelerinin çevrelerinde belli bir tampon bölge oluşturulması, bu bölgeye hijyenik hassasiyet derecesi düşük, kesimhaneler, broiler ve yumurta üretim kümesleri kurulmasına izin verilmemesi gerekmektedir. İşletmelerde biogüvenlik önlemlerine azami önem verilmelidir.
6- Damızlık Üretimi; Tavukçuluk sektöründeki tüm gelişmelere rağmen damızlık konusundaki dışa bağımlılık halen devam etmektedir. Her yıl damızlık civciv ve yumurta ithal edilerek üretim yapılmaktadır. Olası bir ambargo veya karantina uygulamasında ülkemiz üretim yapamaz bir durumda kalacaktır.
Sektörün dışa bağımlılıktan kurtarılabilmesi için, damızlık üretimini Pure Line’den başlayarak kesintisiz üretim zincirinin tüm aşamalarını elinde tutacak kamu veya özel sektör kuruluşları oluşturulmalı ve bu kuruluşlar hibe, düşük faizli kredi, vergi muafiyeti gibi teşviklerle desteklenmeli, bu konudaki yatırımlar özendirilmelidir.
7- Yeni Üretim Tesisleri kurulmasının kontrol altına alınması; Ülkemizdeki tavukçuluk tesisleri, iç pazar talebinin ihtiyacının üzerinde üretim yapabilecek, kısmen de ihraç edilecek kapasiteye sahiptir. İhraç imkanları kısıtlandığı durumlarda iç pazar üretilen ürünü tüketememekte, bu da krize yol açmaktadır.
Yapılan Çalışmalar ve Gelişmeler
Bakanlığımız tavukçuluk sektörünün her kademesinde görev yapan elemanların eğitimini sağlayarak hastalık, teşhis, tedavi konusunda yetişmiş elemanları ile hizmet etmeyi sürdürmektedir.
1986 yılında yürürlüğe giren Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu uygulaması ile sektörde, büyük kapasiteli kümesler yapılmasına, bunun neticesi güçlü entegrasyonlar ve ileri teknolojilerin kullanıldığı modern tesislerin kurulmasının önü açılmıştır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdindeki girişimleri ile elektrik tarifeleri yönetmeliğinde değişiklik yapılarak kümes hayvancılığında indirimli elektrik aboneliği imkanı sağlanmıştır.
Hayvancılık sektörünün temel girdisi olan yem hammaddesi arpa, mısır gibi tahıllar, TMO stoklarından uygun koşullarla temin edilmektedir.
İthal yem hammaddelerinde, gümrük vergileri mevsime göre düzenlenerek, çiftçilerimiz mağdur edilmeden sektörün yem ihtiyacı karşılanmaktadır.
Ülkemiz tavukçuluğunun geliştirilmesi ve sorunlarına çözüm bulunması amacıyla 15 Haziran 1996 tarihinde Bakanlığımızca Tavukçuluk Danışma Kurulu teşkil edilmiştir. Yılda en az bir kez toplanan bu kurul, sektörün içinde bulunduğu sorunlar ve bunların aşılması hususlarında çalışmalar yapmaktadır. Bakanlığımız, Danışma Kurulunun aldığı kararların ilgili kurumlarca uygulamaya konulmasını sağlamaya çalışmaktadır. Ayrıca 5488 Sayılı Tarım Kanunu’nun 11. Maddesine dayanılarak “Kanatlı ve Ürünleri Ulusal Konseyi” çalışmaları devam etmektedir.
Sektörün ithal ettiği canlı materyalin THY ile taşınmasındaki sorunları, ilgili kurumun Genel Müdürlüğü ile yazılı temasları neticesi sektörün talebi doğrultusunda çözümlenmiştir.
Tavukçuluk sektörünün haksız rekabete neden olan, karma yemlerde ve ürünlerdeki KDV’nin % 8’den %1’e indirilmesi için, Maliye Bakanlığı nezdinde girimlerde bulunmuş ancak olumlu bir netice alınamamıştır.
2007 yılında Bakanlığımız girişimleriyle % 8’e indirilen kanatlı ürünlerindeki KDV oranının, kırmızı ette olduğu gibi % 1’e indirilmesi içinde girişimlerimiz devam etmektedir.
Son yıllarda yumurta üreticilerinin pazarlamada karşılaştıkları engellerin aşılması için sektör temsilcilerinin de katıldığı toplantılar yapılarak çözüm yolları aranmıştır yumurta üreticilerinin ihracat imkanları artmıştır.
Uygulanan Politikalar ve Hedefler
Bugün için bu sektörde, kurulu üretim tesisleri itibariyle, ülkemizin mevcut tüketim miktarlarının üzerinde bir kapasite bulunmaktadır.
Bu sektörde hedef, tüketimi özendirecek eğitim ve reklam çalışmaları ile kişi başına tavuk eti ve yumurta tüketimini Avrupa ülkeleri seviyesine çıkararak, kurulu tesisleri tam kapasite ile çalışır duruma getirip, daha sonra da ihraç kapılarını açmaktır.
3 Nisan 2008 Perşembe
TAVUKÇULUK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder